Ben gazete okuduğumda beğendiğim yazıları kesip saklıyorum. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda bu davranışın biraz dinazor devrinden kalma bir davranış olarak algılanacağını biliyorum ama ben seviyorum kesip saklamayı. Zaten gerçek gazeteyi bir pazar günü okuyabiliyorum. Diğer günler teknolojiden yararlanıp internet üzerinden okuyabiliyorum. Sabah işe giderken görüyorum insanların kapısındaki sepetlerde mis gibi kokan taze ekmek ile gazeteler bulunuyor. Ekmek kokusu gazete kokusuna karışıyor. Ben gazetenin kokusunuda çok seviyorum bu arada. Ama benim sepetim bomboş. Pazar günü hariç tabi. Kahvaltı yaparken mis gibi kokan gazeteyi açıp okumak benim pazar keyiflerim arasında. Sizde bu konuda eminim benim gibi düşünüyorsunuzdur. İşte pazar günü gazeteleri bir taraftan okurken bir taraftanda beğendiğim yazıları kesiyorum. Bu hafta kestiklerimden bir kaç tanesi.
Ahmet Ertuğ'un fotoğraf sergisi ile ilgili bir yazı. Fotoğraflar elektirik santrallerinin ve terk edilmiş yapılardaki estetiğin fotoğrafları. Ben sergiyi görmek için sabırsızlanıyorum. Çünkü gerçekten o kocaman sanayi yapılarında muthiş bir estetik ve güzellik var. Zaten meslek yaşamımda bir sanayi yapısının renovasyon projesini gerçekleştirmeyi çok istiyorum. Santral İstanbul bu konuda favorim. Birde İzmit Yolu'ndaki Nuh Çimento binası. Bu binayı bana verseler nasıl bir proje yaparım diye hayal etmek hoşuma gidiyor. Neyse bu konuları sevenler için bu sergi kaçmaz.
Ahmet Hakan yazmış iyi eğlencenin 10 altın kuralı. Bence 10 kuralda uygulanabilir doğru tespitler.
Ayrıca yazar Nilgün Belgün'ün tek kişilik oyununa gitmiş. Çok beğenmiş. Valla ne diyeyim bu yazıyı okuduktan sonra ben oyuna mutlaka gitmeliyim dedim.
Ajda Pekkan'ın yazılarınıda severek takip ediyorum. Tavsiyeleri görüşleri düşünceleri oldukça ilginç ve aydınlatıcı bence. Şimdilerde kendi ruh hallerini içinde yatan kadınları yansıttığı bir kolleksiyon hazırlamış ve internette satışa sunacakmış. Oldukça ilginç geldi bana.
Bu hafta içinde kırtasiye fuarı varmış. Bu çoğumuzun ilgi alanı ve gitmekten çok kişi hoşlanacaktır. Daha önce hiç gitmemiştim. Fırsat bulursam gideceğim.
Kurtuluş Savaşı'na katılmış nice kahramanlarımız var. Bunlardan biri 12 yaşında onbaşı ünvanı almış Nezahat Hanımmış. Bu yazı bu hanımın hayatı ile ilgili. Daha önce hiçbir yerde bu konuda bir şey okumamıştım. Düşünüyorumda Kurtuluş Savaşı içinden böyle kaç tane kahramanlık öyküsü çıkar acaba.
Ece'nin hayatı ile ilgili karikatürlerde çok eğlenceli. Kestiklerimi asetatlatıp american servis yapmayı düşünüyorum.
Birde bu karikatür çok hoşuma gitti.
3 yorum:
her pazar mı kesıyorsunuzzz bunlarııı ...ne sahaneeee...karıkaturu bende cok begendım..sevgıler
evet her pazar gözüme takılanları keserim. yorumunuz aklıma getirdi ben bu şekilde bir dizi post hazırlayabilirim. beğendiğinize sevindim. yorumlarınızı her zaman beklerim.bendede sevgiler.
valla bende dinazor devrinden kalmışım ozaman :) gazete, dergi farketmez yakaladım mı keserim :P
Yorum Gönder